
Kazım Karabekir Paşa milli mücadele yolunda başlattığı askeri çalışmaları sosyal ve kültürel etkinliklerle de destekleyebilmiş çok yönlü bir insandır.[1] XV. Kolordu komutanı olarak göreve başlamasıyla birlikte görev belgesinde bakımsız ve Ermeni mezalimi neticesinde yetim kalmış Türk çocukları ile karşılaşan[2] Karabekir Paşa, bu kimsesiz, fakir ve yetim kalmış çocuklara kol kanat germeyi kendisi için bir vazife addedecektir. Bu yüzdendir ki O, çocuklar için yapmış olduğu himaye ve bakım çalışmaları neticesinde şehit yavrularının kurtarıcısı ve terbiyecisi “Yetimler Babası Kazım Karabekir Paşa” olarak anılmıştır.[3]
Karabekir paşa bu çalışmaları bir dava olarak görmüştür. Kendi ifadesiyle bu konudaki hassasiyetini şu şekilde dile getirmektedir: “Yoksul ve bakımsız çocukları devlet himayesine alarak memleketin diğer çocukları gibi başarılı ve hayat mücadelesine kudretli kılacak maddi ve fikri bir talim ve terbiye ile donatmak; benim öteden beri güttüğüm bir davadır. Ben buna Çocuk Davamız diyorum.”[4]
Karabekir Paşa’nın kimsesiz çocuklara yönelik faaliyetleri Doğu Anadolu Bölgesine hakim oluşuyla beraber belirli bir plân ve program dahilinde hızlanacaktır. Onun milli mücadele içindeki bu tür çalışmaları Erzurum’a gelirken geçtiği Bayburt’ta, bir eve doldurulmuş yüz kadar kimsesiz ve haftalarca bir şey yiyememekten dolayı bir deri bir kemik kalmış çocuğu görmesiyle başlar. Bu çocukları derhal iyi bir şekilde doyurtarak ve Erzurum’a aldırtarak bölgedeki çocuklar için ilk çalışmalarına başlamış olur.[5]
Karabekir Paşa, 24 Mayıs 1919 tarihinde tarihinde Erzurum Darüleytâmı’ndan (Yetimler Yurdu) aldığı yaşı on ikiden yukarı olan çocuklardan 33’ünü, iki Kolorduluk Sanayi Takımlarına verir ve Harbiye Nezareti’nden aldığı izinle bunu diğer kolordulara da yayar. Terhis yüzünden boşalan kolordu kadroları Bayburt ve Erzurum’dan getirilen çocuklarla doldurulmaya başlanır. Bu çocuklar günün bir yarısında okuma-yazma, diğer bir yarısında da sanayi şubesine göre; terzi, kunduracı, saraç çıraklığına başlarlar. Böylece çocuklara askeri kuvvetlerin içerisinde bir asker gibi yeme, giyinme ve beden terbiyesi imkânı tanınmış olur. Nitekim bu şekilde ilk olarak beş yüz kadar çaresiz çocuğun hayatları kurtulmuş olacaktır.[6] Sağlık bilgisi, din bilgisi ve günlük hayatta kullanılan çeşitli araç ve gereçlerin kullanımı gibi çeşitli konularda da bilgiyle donatılan bu çocuklarda göze çarpan en önemli özellik ise dürüstlük ve doğru sözlülüktü.[7]
Karabekir Paşa, Sivas Kongresinin ardından yine Sivas’ta toplanarak İstiklâl Savaşı için önemli kararların alındığı Kumandanlar toplantısında, Çocuk Davası’nın İstiklâl Davası ile birlikte ele alınmasının gerekliliği üzerinde duracak ve Doğuda yaptığı çocuk teşkilatının tüm yurda teşmil edilmesini Temsil Heyeti’nden, kumandanlardan ve özellikle bu teşkilatı gören ve yaşayan ve takdir eden Mustafa Kemal Paşa’dan rica edecektir.
Erzurum ve diğer Doğu illerinde bulunan birçok yoksul ve kimsesiz çocuğa şefkatli kollarını açan Karabekir Paşa, 1920 yılından itibaren Doğu’da; Sanayi Mektebi[8], Leyli Eytam İptidâi Mektebi, Erzurum Ana Mektebi, Otomobil Mektebi (veya İş Ocağı), Sıhhiye Mektebi, Sarıkamış Askeri İdadisi, Sarıkamış Ana Mektebi gibi sosyal işlevi son derece yüksek birçok okul açmıştır.[9]
Erzurum kamuoyunu aydınlatmak amacıyla şehrin doğusunda kurulmuş olan, Karabekir Paşa’nın deyimiyle “İbret Yeri” adındaki küçük tiyatroda eğitime tabi tutulmuş çocuklar her tatil günü çeşitli gösterilerde bulunuyorlardı. Bu faaliyetler milli mücadelenin hassas bir döneminde bu küçükleri izleyen halk üzerinde büyük bir etkiye sahip oluyordu. [10]
Karabekir Paşa’nın çalışmaları ile bölgedeki yetim ve öksüz kız çocukları açlık ve sefaletten kurtarılmak amacıyla hâli vakti yerinde kimselere veya çocuksuzlara resmi işlemler çerçevesinde “evlâtlık” olarak verilmişlerdir. Bu şekilde Doğudan toplanan 2000 kadar kız çocuğu evlâtlık olarak verilmiş, 1000 kadarı da 1929’ya kadar Kars, Erzurum ve Erzincan Kız İlkokulu ve Orta Okulu’nda yatılı olarak okutulmuştur. Bunlardan yetişkin olanları evlenince çeyiz masrafları da toplanan yardımlar aracılığı ile giderilmiştir.[11]
Karabekir Paşa’nın çalışmaları ile toplanarak himaye gören Türk erkek yetim ve öksüz çocuklarının sayısı 1922 yılı sonlarında 4000’e kadar ulaşmıştır.[12]
Erzurumlu bütün çocukların büyük bir istek ve sevinç içinde karşıladıkları Erzurum Çocuklar Ordusu’nun teşkilâtı Karabekir Paşa tarafından 1 Mayıs 1920’de yapılmıştır. Bu ordu başlangıçta dört gürbüz alayından oluşuyordu. Bunlar : 1) Yatılı Askeri İlkokul, 2)Kolordu Sanayi Takımları : Tesviyeci, Demirci ve Kuyumcu Sanatlarını Öğreten Alay Okulu, 3)Demiryolu Okulu, 4) Ana Okulu gürbüzleri idi. Birinci Avcı Gürbüz Alayı 1100, İkinci Sultani(lise) Gürbüz Alayı 180, Üçüncü Albayrak Gürbüz Alayı 150, Dördüncü Yeşilbayrak Gürbüz Alayı 220 mevcutluydu. Bu alaylarda askeri eğitimin yanı sıra binicilik, bisiklet, futbol, her türlü idman sporları ve diğer milli sporlar da ders olarak veriliyordu.[13]
Sarıkamış ise Karabekir Paşa tarafından adeta bir “Çocuklar Ordusu Kasabası” haline getirilmiştir. İbret yeri(tiyatro), Müze, Müzik Okulu, Hanımlar için kurslar, Spor kulüpleri, Okuma salonu, Okuma-yazma kursları açılarak, 25 Ağustos 1920’den itibaren “Varlık Gazetesi” çıkarılarak, Sinema ve film kitaplığı oluşturularak, ağaç, spor, kitap ve atış bayramları düzenlenerek Sarıkamış çocukları Türkiye’nin en seçkin, çalışkan, sağlıklı ve becerikli çocukları haline getirilmişlerdir. Çocuklar ordusu son şeklini aldığı 1 Ağustos 1922 tarihinde ise Doğu’nun çeşitli illerinde 17 Alaydan müteşekkil bir durumdaydı.
Karabekir Paşa, Gümrü’yü ele geçirmesinin ardından bölgede bulunan Amerikalı uzmanların ( Yakın-Doğu Kafkasya Hayır Cemiyeti), Ermeni çocuklarını nasıl yetiştirdiklerine şahit olmuştur. Nitekim bu deneyim Türk çocuklarına uygulanacak eğitim politikasının yöntemi konusunda Karabekir Paşa’nın düşüncelerini olumlu manada etkileyecektir.[14] Karabekir Paşa Türk oldukları sabit bulunan Kars’taki yüz çocuğu Amerikalı müdürleriyle anlaşarak resmi bir protokol ile himayesine almıştır.[15]
Karabekir Paşa’nın çalışmalarıyla Çocuklar Ordusu için bir de bütçe oluşturuldu. Kazım Karabekir Paşa başkanlığında 12 Kasım 1921 tarihinde resmen kurulmuş olan Doğu Çocuklarını Koruma Cemiyeti’yle ise bütün muhtaç çocuklara yardım imkânları genişletilmiş olacaktır. Karabekir Paşa ayrıca her sene, bu cemiyetin kurulduğu günde bir Kitap Bayramının tertip edilmesini ve bu bayram gününde önceki haftanın da Çocuklar Bayramı olarak kutlanmasını sağlayacaktır.[16]
Bu eğitimsel ve kültürel faaliyetler Karabekir Paşa’nın çalışmalarıyla “İdman Bayramı” ve “Ağaç Bayramı” gibi etkinliklerle desteklenmiştir.[17] Bu tür bayramlar Karabekir Paşa’nın deyimiyle :” Halkı ve çocukları, maddi ve manevi faydalı, zevkli, meşgul edecek kalkınma bayramları idi.”
BİBLİYOGRAFYA :
Prof. Dr. Nuri Köstüklü, “Kazım Karabekir, Kültür ve Eğitim”, Türk Kültürü, Şubat 1992
Prof. Dr. Nuri Köstüklü, “Karabekir’in Açtığı Okullar”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Temmuz 1985
Prof. Dr. Nuri Köstüklü, “Kazım Karabekir ve Eğitim, Çizgi Kitabevi, Konya ,2001
Prof. Dr. Nuri Köstüklü ,”Kazım Karabekir Paşa’nın Milli Mücadele Yıllarında Doğu Anadolu’da Tertip Ettiği Bayramlar”, Türk Kültürü, Ocak 1997
Ziya Tütüncü, Şark Fatihi General Kazım Karabekir, Milliyetçi Yayınlar, İstanbul, 1967
Kazım Karabekir , Çocuk Davamız, C.I, (Yay.Haz. Faruk Özerengin), İstanbul, 2000
Kazım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, C.I, Emre Yayınları, İstanbul, 1993
Kazım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, C.II, Emre Yayınları, İstanbul, 1993
Halide Edip Adıvar, Türk’ün Ateşle İmtihanı, Atlas Kitabevi, İstanbul, 1994
Fahreddin Kırzıoğlu, Kazım Karabekir, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara ,1991
[1] Prof. Dr. Nuri Köstüklü, “Kazım Karabekir, Kültür ve Eğitim”, Türk Kültürü, Şubat 1992, S.346, s.70
[2] Prof. Dr. Nuri Köstüklü, “Karabekir’in Açtığı Okullar”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Temmuz 1985, S.5, s.31
[3] Ziya Tütüncü, Şark Fatihi General Kazım Karabekir, Milliyetçi Yayınlar, İstanbul, 1967, s.65
[4] Kazım Karabekir , Çocuk Davamız, C.I, (Yay.Haz. Faruk Özerengin), İstanbul, 2000, s.9
[5] Kazım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, C.I, Emre Yayınları, İstanbul, 1993, s.58-59
[6] Kazım Karabekir , Çocuk Davamız, a.g.e., s.16-17
[7] Halide Edip Adıvar, Türk’ün Ateşle İmtihanı, Atlas Kitabevi, İstanbul, 1994, s.256-257
[8] Zamanın şartlarına göre modern bir müessese görünümünde olan Sanayi Mektebinden kırk kadar öğrencinin bilgi ve becerilerini artırmak amacıyla yurt dışına gönderilmeleri için Karabekir Paşa tarafından bazı çalışmaların yapıldığı anlaşılmaktadır.( N.Köstüklü , a.g.m.,s.31-32)
[9] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz: Prof.Dr. Nuri Köstüklü, “Kazım Karabekir’in Açtığı Okullar, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Temmuz 1985,S.5, s.31-35 ve Ağustos 1985,S.6, s.36-41
[10] Fahreddin Kırzıoğlu, Kazım Karabekir, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara ,1991, s.155
[11] Fahreddin Kırzıoğlu, a.g.e., s157
[12] Karabekir Paşa’nın bu yetimleri içinden: Reşit Pasin ve Eleşgirtli Zeki İlter Paşalar gibi Orgeneraller, Arhavili Ord. Prof. Bekir Sıtkı Baykal gibi Tarih ve Selimli Kazım Aras gibi Tıp profesörleri, Kağızman-Paslılı Ali Topçu gibi Almanya’da Ormancılık doktorası yapmış uzmanlar, Revan göçmeni Abbas Çetin gibi Hukukçu ve Kars milletvekilleri yetişmiştir. (F.Kırzıoğlu,a.g.e.,s157-158)
[13] Karabekir , Çocuk Davamız,C.I, s.62
[14] Kazım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, C.II, Emre Yayınları, İstanbul, 1993, s.310
[15] Karabekir, Çocuk Davamız, C.I, s.74
[16] Karabekir, İstiklal Harbimiz, C.II, s.313
[17] Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için bkz.; Nuri Köstüklü ,”Kazım Karabekir Paşa’nın Milli Mücadele Yıllarında Doğu Anadolu’da Tertip Ettiği Bayramlar”, Türk Kültürü, Ocak 1997, S.405, s.36-41